Nafaka nedir? Nafaka, hepimizin er ya da geç hayatımızın belirsiz bir döneminde karşılaşabileceğimiz bir olgudur. Kısaca özetlemek gerekirse nafaka, birine yardım etmekle yükümlü olan bir kişinin o kişiye ödemekle yükümlü olduğu mahkeme kararıyla belirlenmiş bir bedeldir. Nafaka yükümlülüğü bir yönetmelikten kaynaklanan bir yükümlülüktür. Nafaka düzenlemesi söz konusu olduğunda, yalnızca boşanma davalarıyla ilgili nafaka çeşitleri akla gelir. Bununla birlikte, Türk Medeni Kanunu kapsamında boşanma davası ile ilgili olmayan nafaka türleri de bulunmaktadır. Bu makalede, çok sayıda somut koşulun bir sonucu olarak, öncelikle boşanma davasıyla ilişkili nafaka çeşitlerine ve sizin için merak konusu olabilecek tamamen farklı faktörlere odaklanacağız.
Nafaka Nedir?
Giriş bölümünde nafakanın ne olduğundan ve ne anlama geldiğinden kısaca bahsettik. Şimdi nafaka taleplerinin özelliklerine göz atalım. Öncelikle, nafakanın bir kamu düzeni meselesi olduğu iddia edilmektedir. Nafaka alacakları haczedilemez. Değiştirilme riski yoktur. Rehin edilemez. Üçüncü kişilere devredilemez. Vasiyetname ile dahi devredilemez. Miras bırakılamaz ve miras paylaşımına konu olamaz. Daha önce de bahsettiğimiz gibi, tüm bu seçenekleri içeren nafaka, mahkeme kararı ile mümkündür. Bu karar, yetkili kuralların izin verdiği ölçüde takdir yetkisini kullanarak seçim tarafından verilecektir. Bunun yanı sıra, nafaka ile ilgili detaylı bilgileri alt başlıklarımızda sizlerle paylaşacağız.
Nafaka Türleri Nelerdir?
TMK kapsamında evlilik birliği süresince veya evlilik birliğinin sona ermesinden sonra talep edilebilecek nafaka çeşitleri bulunmaktadır. Bunun yanı sıra TMK, yakın akrabalar arasında, ihtiyaç halinde aile bireylerinin yardımını öngören nafaka türünü de içermektedir.
Bunun yanı sıra, Türk Medeni Kanunu nafakayı en çok bakım nafakası ve destek nafakası olarak kategorize etmeyi tercih etmiştir. İştirak nafakası, eşlerin birbirlerine ve evlilik birliğinden doğan çocuklarına bakma ve onları geçindirme yükümlülüğünden kaynaklanmaktadır. Bu grup tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasını içerir. Bunun yanı sıra, evlilik birliğinden doğmayan altsoy, üstsoy ve yardıma muhtaç kardeşlerin birbirlerinden talep edebilecekleri nafaka türü ise destek nafakasıdır. Bu nafaka çeşitlerinin çoğuna alt başlıklar altında ayrıntılı olarak değinilecektir.
İştirak Nafakası Nedir?
Evlilik birliğinin pek çok yaptırımından biri de çocukların bakımı, eğitimi ve gözetimi gibi yükümlülüklerin eşler tarafından ortaklaşa yerine getirilmesidir. Bu konularda, eşlerden her biri çocukların parasal ödemelerini karşılamakla yükümlüdür. Bu husus Medeni Kanun’un 185/2 ve 327. maddelerinde düzenlenmiştir. Boşanma durumunda, çocuğun velayetine sahip olan eş, çocuğun tüm ödemelerini tek başına üstlenmek zorunda değildir. Bunun üzerine TMK’nın 182/2 maddesi velayete sahip olmayan eşe çocuğun parasal giderlerine gücü oranında katılma yükümlülüğü getirmektedir. Bu amaçla velayeti elinde bulundurmayan eşe aylık olarak ödenecek bedele iştirak nafakası denilmektedir.
Yoksulluk Nafakası Nedir?
TMK’nın 175. maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakası, boşanma davası sonucunda yoksulluğa düşecek olan eşin karşı taraftan parasal gücü oranında talep edebileceği bir nafaka türüdür. Modanın aksine bu nafakadan sadece kadınlar değil erkekler de yararlanabilmektedir. Temel derece, alternatif sosyal grubun boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmüş olmasıdır.
Çok gelişmiş bir diğer sorun ise, boşanma sırasında edinilen malların bölünmesine ilişkin seçim tarafından kabul edilen katılım beyanı tazminatının yoksulluk nafakası olarak dikkate alınmasıdır. Bununla birlikte, bu iki faktör birbirinden bağımsızdır. Katkı tazminatına ilişkin merak ettiğiniz soruların yanıtlarını “boşanmada mal paylaşımı” başlıklı yazımızda bulabilirsiniz.
Nafakaya hükmedilebilmesi için yerine getirilmesi gereken bazı koşullar vardır. Bu koşulların hepsinin yerine getirilmesi gerekir:
- Birçok durumdan biri mutlaka talepte bulunmalıdır.
- Yoksulluk nafakası talep eden sosyal kutlama, boşanmaya atfedilebilecek bir yoksulluğa düşmelidir.
- Boşanmaya gerekçe teşkil eden haller içerisinde; nafaka talep eden bireyin, nafaka yükümlüsü sosyal birlikten daha ağır bir kusuru olmamalıdır.
- Nafaka miktarı, karşı tarafın parasal gücü ile orantılı olmalıdır.
Süresiz Nafaka Nedir?
Genellikle süresiz nafaka olarak bilinen nafaka türü tartışmasız yoksulluk nafakasıdır. Yoksulluk nafakasının verilebilmesi için evlilik birliğinin bir boşanma davasına bağlı olarak sona ermiş olması gerekir. Süresiz nafaka olarak bilinmesinin nedeni, süresinin kesin olarak sınırlandırılmamış olmasıdır. Genel durum bu olsa da, bazı durumlarda seçim nafakayı geçersiz kılmaya karar verebilir. Farklı bir şekilde ifade etmek gerekirse, aşağıdaki durumlarda süresiz nafakanın artırılması mümkün olabilir:
- İlk olarak, nafaka alacaklısı veya borçlusu ölür.
- İkinci olarak, nafaka alan kişi evlenir ya da evli olmasa bile evliymiş gibi yaşar.
- Üçüncü durum ise nafaka alacaklısının yoksul olmaktan çıkmasıdır.
- Yoksulluk nafakasını sona erdiren son durum ise nafaka alacaklısının onurlu bir yaşam sürmesidir.
Tedbir Nafakası Nedir?
Özellikle uzun süren boşanma durumlarında, dava süresince yukarıda bahsedilen birçok nafaka çeşidinden birini incelemek mümkün olmayacaktır. Bu nedenle, Medeni Kanun’un 169. maddesi, eşlerden birinin veya çocuğun muhtaç duruma düşmemesini sağlamak ve dava devam ederken hayatlarını sürdürebilmeleri için gerekli parasal imkanları sunmak amacıyla uygulanmaktadır. İhtiyati nafakanın kullanılabilirliği için olayların talebi gerekli değildir ve seçim, bunun mümkün olduğunu düşünürse kişisel olarak karar verebilir.
Başlıktan da anlaşılacağı üzere tedbir nafakası, ihtiyati işlevler için verilen bir nafakadır. Daha sonra, mevcut davanın sonuçlanmasıyla birlikte, bu nafaka etkinliğini bile kaybedebilir. Farklı bir ifadeyle, tedbir nafakası süresiz bir nafaka değildir. Davanın sonuçlanmasıyla birlikte sona erer.
Yardım Nafakası Nedir?
Yardım nafakası, bir kişinin alt soyundan, anne ve babasından ve kardeşlerinden talep edebileceği bir nafaka türüdür. Tamamen farklı aile üyeleri, maddi yardımda bulunmadıkları takdirde yoksulluğa düşecek olan kişiye nafaka vermekle yükümlüdür. Yoksulluk nafakası, mahkeme tarafından kişiyi yoksulluğa düşmekten kurtarabilecek ölçüde takdir edilen ve aile bireyleri tarafından ödenmesi gereken nafakadır. Bu konuya ilişkin hükümler Türk Medeni Kanunu’nun 364 – 366. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 364. maddesi uyarınca, nafaka ödemekle yükümlü olan kişiler altsoy, üstsoy ve kardeşlerdir. Bununla birlikte, kardeşlerin yükümlülüğü altsoy ve üstsoylara göre daha sıkı koşullara tabidir. Örneğin, refah içinde ikamet etme durumu yükümlü kardeşler için gerekli iken, bu durum mirasçılar ve torunlar için gerekli değildir.
Nafaka ödeme yükümlülüğü mirasa değil, nesep yoluna bağlı olacaktır. Bu nedenle: mirastan yoksun bırakma, mirastan çıkarma, mirası reddetme ve diğerleri. Bu tür durumların varlığı, aile üyelerinin nafaka ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
Boşanma durumunda, çocuk reşit olana kadar (kural olarak 18 yaş) ödenen nafaka, çocuk reşit olduktan sonra ödenmeye devam etmesini gerektiren koşullar varsa, nafaka başlığı altında ödenmeye devam eder.
Bakım için gerekenler aşağıdaki gibidir:
- Bakım arayan kişi bunu talep etmelidir.
- Bakım alan kişi yoksulluk içinde olmalıdır. Aile üyelerinin parasal yardımı olmadan temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor olmalıdır. Yoksulluk hali yönetmelikte tam olarak belirtilmemekle birlikte, Yargıtay kararlarında bu husus şu şekilde vurgulanmaktadır “”yoksulluğa düşme açıkça çok sıkıntılı ve aşırı parasal koşulları ifade eder””
- Söz konusu nafaka borçlusu ödeme gücüne sahip olmalıdır. Ödeme gücü kriteri, nafakayı ödeme gücüne sahip olmak için aile üyesinin kendisinin ve ailesinin temel ihtiyaçlarını karşılamada herhangi bir zorluk yaşamaması gerektiği anlamına gelir.
- Nafaka borçlusu kardeş ise, altsoy ve üstsoy gibi değil, refah durumu da aranabilir. Refah durumunun ne olduğu kanunlarda açık olmamakla birlikte Yargıtay kararlarında “…kazancı, içinde yaşadığı ortam ve sosyal duruma göre lüks sayılabilecek şeyleri sağlamaya yeterli ve ihtiyaçlarının üstünde bir bolluk ve varlık içinde bulunan kişinin refah içinde olduğu kabul edilir” şeklinde kabul edilmektedir
Nafaka sırası nedir?
Nafaka kararının sırası çok önemlidir. İstediğimiz kişiye uygulama seçeneğini istemiyoruz. Bir davanın sunulması için bir sıra benimsenmelidir. Farklı bir ifadeyle, dava 1’in alternatifinin herhangi bir bireyine açılamaz. Bu sıra, miras kanunlarındaki “halefiyet sırası” türünden olabilir. Türk Tüzüğü’nde kabul edilen miras taksimi, mirasın bölünmesi sistemini uygulamaktadır. Buna göre taksimler 1. taksim, 2. taksim ve 3. taksim olarak ilerlemektedir. 1. kast, kişinin alt soyunu içerir. Farklı bir ifadeyle, bir kişi bakım için dava açmak isterse, önce kendi altsoyuna gitmelidir. 2. eğer ki̇şi̇ni̇n altsoyu yoksa ya da mi̇rasin reddi̇ söz konusu i̇se, sinifa gi̇tme potansi̇yeli̇ olabi̇li̇r. 2. sınıf, kişinin anne ve babası, yani kişinin anne ve babasıdır. 3. kardeşleri tarafından da benimsenir. Farklı bir ifadeyle, kişi ilk 2 grubu takip ettikten sonra kardeşleri için nafaka başvurusunda bulunabilecektir.
Nafaka süresi ne kadardır?
A) Şimdi, kısminafaka için ücret çeşitliliğinin ne kadar uzun olduğundan bahsettik. Şimdi, bunun geçici bir nitelikte olduğunu ve yalnızca dinleme sırasında ödendiğini belirttik. Bu daha yüksek bir sınırlama olsa da, mutlak bir sınırlama değildir. Yargılamanın sona ermesinin yanı sıra, bedel yükümlülüğü 3 koşulda sona erebilir. İlk olarak, bu yükümlülük eşlerden birinin ölümü ile sona erer. İkinci olarak, nafaka alacaklısı bu haktan feragat ettiğinde yükümlülük sona erer. Son olarak, seçimin nafaka alternatifi ne olursa olsun, seçim yeni bir ara seçimde nafaka seçimini artırmaya karar verirse, ödeme yükümlülüğü bu durumda bile sona erebilir.
B) Nafakanın karşıt başlığının süresiz nafaka olduğundan bahsetmiştik. Aşağıdaki 5 koşuldan biri gerçekleşene kadar bir zaman kısıtlaması yoktur. Fesih koşulları: 1) Alacaklının yeniden evlenmesi. 2) Eşlerden birinin hayatını kaybetmesi. 3) Alacaklının yoksulluk durumunun ortadan kalkması. 4) Alacaklının, gerçekte evli görünmemelerine rağmen, evli olmaları durumunda olduğu gibi başka bir bireyle birlikte yaşaması. 5) Alacaklı ömür boyu onursuzluk içinde yaşar. İlk iki durumda, yükümlülük mekanik olarak sona erer. Diğer üç durumda, bir mahkeme kararı gereklidir.
Nafaka süresi ne kadardır?
A) Şimdi nafaka süresine iki aşamada bakmamız gerekiyor . Başlangıç zamanı 5 farklı şekilde olabilir: 1) Boşanma kararının kesinleşmesi ile başlar. 2) Boşanma kararından sonra ayrı bir seçimle başlar. 3) Babalık kurumu ile başlar. 4) Başlangıç ile başlar. 5) Velayetin değiştirilmesi ile başlar. Başlangıç koşulları somut olaya ve mahkeme kararına göre değişkenlik göstermektedir. Seçim, boşanmadan sonra veya boşanmadan sonra ayrı bir devamın ardından yapılabilir. Ücret boşluğunun sona ermesi 3 şekilde gerçekleşebilir: 1) Bebeğin ergenliğe ulaşması nedeniyle. 2) Çocuğun ölmesi durumunda. 3) Çocuğun evlatlık verilmesi halinde.
D) Ücret aralığının başlangıcı mahkeme kararından itibaren olacaktır. Fesih halleri aşağıdaki gibidir: 1) Nafaka alacaklısının veya borçlusunun hayatını kaybetmesi. 2) Yoksulluk içindeki bir kişinin evlenmesi. 3) Kişinin yoksulluk durumunun sona ermesi. 4) Nafaka ödemekle yükümlü kişinin altsoy veya üstsoy olması halinde ödeme gücünden yoksun olması veya kardeş olması halinde soybağının sona ermesi. İlk iki durumda yükümlülük mekanik olarak sona ererken, diğer iki durumda mahkeme heyetinin bu yönteme karar vermesi gerekir.
Nafaka nasıl hesaplanır?
Nafakanın hesaplanması için bir bölüm veya sabitlenmiş bir hesaplama yaklaşımı yoktur. Yönetmelik kesin miktarlar belirtmez ve bir hesaplama yaklaşımı sunmaz. Seçim bu konuda tam takdir yetkisine sahiptir. Nafaka miktarını belirlerken derinlemesine bir değerlendirme kritik önem taşır. Nafaka miktarı her somut olaya göre değişkenlik gösterecektir. Hesaplama süreci, davanın sosyal, parasal ve birçok farklı özel koşulunu dikkate alacaktır. Hakimler normalde bu süreçte birçok danışman ve uzmandan yardım alırlar.
Bunun yanı sıra, yönetmelik nafaka miktarında herhangi bir azalma ya da artış sınırlaması getirmemektedir. Farklı bir ifadeyle, nafakanın azami veya asgari miktarı ile karşılaştırılabilecek bu konuyu ele alamayız. Dahası, insanların aylık kazançlarının ve mülklerinin hesaplama için gerçekten sağlam bir normal olduğunu söyleyeceğiz.
Mahkeme heyeti, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından belirlenecek ÜFE artışı oranında nafakanın sonraki yıllarda da artırılmasına karar verebilecek ve yeni bir hükme gerek kalmayacaktır. Bu durumda, mevcut nafaka miktarı, nafakanın bağlandığı tarih esas alınarak, her yıl aynı ay içinde Türkiye İstatistik Kurumu tarafından belirlenecek ÜFE artışı oranında artırılarak ödenmelidir. Böyle bir seçim yapılmamışsa, nafaka miktarının tek başına artırılması mümkün değildir. Bu durumda nafaka iyileştirme davası açılmalıdır.
Nafaka İyileştirme Davası Nedir?
Önceden hükmedilen nafaka miktarının nafaka alacaklısı için yeterli olmaması veya nafaka yükümlüsü için mali açıdan külfetli olması halinde; kişiler haklı gerekçelere dayanarak nafaka miktarının artırılması veya azaltılması için dava açabilirler.
TMK m. 176/4’te düzenlendiği üzere, “durumların mali durumunun değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde, miktarın artırılmasına veya azaltılmasına karar verilebilir.” Bu metinden de anlaşılacağı üzere, nafakanın azaltılmasının yanı sıra artırılması da mümkündür. Eğer böyle bir durumla karşılaşırsanız, bir boşanma avukatından yardım almanız sizin yararınıza olacaktır.
Nafaka artırımının kesinleşmesi için, talepte bulunacak tarafın “nafaka artırımı talepli dava” açması gerekir. Bu davada yetkili mahkeme, nafaka alacaklısının ikamet ettiği yerdeki Home Courtroom’dur. Seçim, bilginin sosyal ve parasal durumuna uygun olarak, yıllar boyunca kazanç türü içinde ödenmesi kararlaştırılan mali tazminat veya nafaka miktarını belirleyebilir. Farklı bir ifadeyle, nafakanın iyileştirilmesi talebinde bulunacak kişiler, mahkeme heyetinden sonraki yıllarda iyileştirme miktarını tespit etmesini talep edebileceklerdir. Böylece kişilerin sürekli dava açmasına gerek kalmayacak.
Nafaka ve Nafaka Türlerine İlişkin Yargıtay Kararları
“…Sonuç olarak, çok uzun süredir yürürlükte olan bu hüküm karşısında, davanın devamı süresince zorunlu olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine ve mallarının yönetimine ilişkin kısa vadeli tedbirlerin, bu konuda bir talebin varlığı aranmaksızın, mahkemece re’sen alınması esastır. Bu kısa vadeli tedbirlerden biri de nafakadır. Tedbir nafakası, talep ne olursa olsun resen takdir edilir ve kısa süreli bir tedbir olarak davanın başlangıcından seçimin sonuçlanmasına kadar hükmedilir. Daha sonra, nafaka verilmesi için seçim, davanın sunulduğu tarih itibariyle bilgilerin parasal ve sosyal durumunun değerlendirilmesinin sonuçlarının alınmasından hemen sonra yapılmalıdır. Boşanma ve ayrılık durumlarında, olayların kusur durumu, tedbir nafakasının değerlendirilmesinde hiçbir şekilde bir unsur değildir. Hatta bu tedbirler kusurlu eş lehine de alınabilir. Bir kez daha, her davanın karlı olduğu gerçeği, nafaka verilmesine engel değildir. Bununla birlikte, eşlerin parasal gücü birbirine yakın değilse, kısa süreli tedbir nafakası verme yükümlülüğünün ortadan kalkacağından bahsedilebilir.” Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2017/2-1891 E. 2018/1577 Okay.
“.. Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde davanın ele alınması, davacı ve davalının boşanma kararının verildiği tarihteki parasal ve sosyal durumlarının belirlenmesi ve mevcut durumları ile birlikte irdelenmesi gerekmektedir; boşanma kararından sonra tarafların mal varlığında ve kazançlarında bir değişiklik olup olmadığını tamamen araştırarak ve bir değişiklik varsa, ilk istikrarı göz önünde bulundurarak, yine de “çoğun içinde çok daha az olabilir” kuralına uygun olarak, karar verilen nafaka miktarını ne ölçüde etkilediğini tartışarak, nafakanın tamamen kaldırılması yerine hakkaniyet ölçüsünde indirilebileceği gözetilmeden, yapılacak yargılama sonucunda varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu kararın bozulması gerekmiştir.” Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/3-1532 E. 2017/1465 K.
Nafaka nedir? Şimdi bu soruyu ve ilgili birçok faktörü elimizden geldiğince ele almaya çalıştık.
+ There are no comments
Add yours